Tunus’ta Femen için kurduğu siteye, vücuduna yazdığı protesto sözlerini yansıtan üstsüz iki adet fotoğrafını koymasıyla gündeme gelen on dokuz yaşındaki Amina!
Ülkenin Ahlâkı Koruma ve Suçu Önleme Komisyonu Başkanı, aynı zamanda din adamı Almi Adil, şeriat yasalarına göre Amina’nın yaklaşık olarak seksen kırbaç cezası alabileceğini, fakat böyle bir durumda taşlanarak öldürülmesinin daha doğru olacağını bildirmiş.
Hakkında açılan davada suçlu bulunursa en az iki yıl hapis cezası alacak Amina. Femen, bu durum karşısında 4 Nisan’ı Uluslararası Eylem Günü ilan etti ve başlatılan kampanyaya dünya çapında bir destek var.
Tunus’ta gün geçmiyor ki kadınlar ayaklanmasın... Dünya Kadınlar Günü nedeniyle daha 10 Mart’ta üç bin kadının İçişleri Bakanlığı önündeki protestosunun ardından şimdi de Amina’nın protestosu gündemde... Nedir Tunuslu kadınları bu şekilde isyan ettiren?
Bu ülkede iktidarda yirmi üç yıl kalan Bin Ali’den sonra başa gelen Ilımlı İslâm taraftarı Ennahda Partisi kadınlar üzerinde büyük bir endişe ortamı yaratmış durumda. Partinin önerisiyle birkaç ay önce hazırlanan anayasa taslağında “kadınlar, erkeklerin tamamlayıcısıdır” ifadesinin yer alma ihtimaliyle başladı her şey... Bu talihsiz ifadenin önerilme düşüncesi bile kadınların korkulu rüyası haline geldi. Tunuslu kadınlar tek eşlilik, resmî nikâh gibi en doğal haklarını kaybetme korkusuyla yaşamaya başladılar.
Koalisyon ortağı En-Nahda Partisi’nin manevi lideri Gannuşi’ye ait olan bu sözlerde, “eşitlik” yerine “tamamlamak” kavramının kullanılması, kadınların haklarının tehlikede olduğunun bir göstergesi olarak algılandı. Gannuşi, her ne kadar partinin kadın haklarına karşı olmadığını ve seçimleri kadınlar sayesinde kazandıklarını söylese de bunun bir politika olduğu kanısı daha baskın çıkıyor.
Bundan uzun yıllar önce Kişisel Statü Yasası ile çok eşlilik yasaklanarak resmî nikâhın getirilmesiyle kadınlara belki de en önemli insanî hakları teslim edilmişti. Böylelikle Tunus, eski görüntüsünden kurtularak modern Arap ülkeleri arasına katılmıştı.
İnsanlara verdiğiniz hakları bir süre sonra geri almaya kalkarsanız veya böyle bir belirti gösterirseniz, isyanlarla karşılaşmanız gayet doğal. Bireysel insan ilişkilerinde olduğu gibi ülke yönetimlerinde de insan hakları hiç bir şekilde geri alınmaz, alınmamalı! Aksi takdirde büyük karışıklıkların çıkması önlenemez.
İşte Arap Baharı’nın Tunus’u kışa çevirdiği, fırtınalar estirdiği şu günlerde, kadınların umutsuzluğa kapılarak isyan etmeleri de gayet normal... Tunus’ta hiçbir kadın geriye dönüş istemiyor ve dünyadan da büyük bir destek görüyorlar.
Gelelim Amina’ya... O, henüz on dokuz yaşında bir genç kadın... On dokuz yaş, aşağı yukarı liseyi yeni bitirmiş gençlerin içinde bulundukları bir yaş aralığı... Henüz reşit olmuş ve başında kavak yelleri esmesi gereken yaşta, aynı zamanda çeşitli isyanların da normal karşılanması gereken bir yaşta Amina...Bu, henüz ergenlik çağında kabul edilen bir yaş üstelik... Farz edelim öyle olmasa ne çıkar? Amina herhangi bir yaşta, herhangi bir başka kadın da olabilirdi. Ülkesinin derdine, kadınların geleceğine çözüm arayan bir kadın... Protesto şekline gelince, ayrı bir tartışma konusu; ne derece doğru, tartışılır tabii ki...
Ne olursa olsun, sonuç berbat! Ateşli genç bir kadın hakları protestocusunun bu şekilde cezalandırılmasının düşünülmesi çağ dışı bir durum... Üstelik insan haklarına da tamamen aykırı!
Via: blog.radikal.com.tr
Short link: Copy - http://whoel.se/~hjsyF$2TV