Erdoğan’a Öcalan önünde diz çöktürecekler
Başbakan Tayyip Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri’nin PKK liderlerini Usame bin Ladin modeliyle etkisiz hâle getirme teklifini reddetti. Erdoğan “PKK liderleri bin Ladin gibi bir evde yaşamıyor, mağaralarda yaşıyor, bu nedenle bin Ladin modeli doğru model değil” diyerek öneriyi reddettiğini açıklamıştı.
Erdoğan’ın PKK liderleri hakkındaki argümanı hiç ikna edici değil. Erdoğan’ın iddia ettiği gibi, PKK liderleri hayatlarını mağaralarda geçirmiyor. Çoğunlukla, Kuzey Irak’taki kampların çevresinde yer alan köylerin yakınlarında bulunan evlerde yaşıyorlar. Dahası, PKK liderleri hem Kuzey Irak’ta hem de İran’da sık sık şehirle iniyor. Örneğin en son eylül ayında MİT’in bilgisi dâhilinde, BDP heyetiyle PKK liderleri Süleymaniye’de görüştüler. Yani PKK liderleri öyle gizli kapaklı yaşayan adamlar değil. Herkesin gözü önünde yaşıyorlar.
Velev ki Erdoğan’ın söylediği doğru olsun. O hâlde bin Ladin modelini uygulamak çok daha kolaydır. Eğer PKK liderleri derin mağaralarda yaşıyorsa, iyi bir istihbarat bilgisi ve Amerika’nın yeraltı sığınaklarına yönelik geliştirdiği bombalarla onları o derin mağaralara gömmek ve PKK liderlerine operasyon yapmak çok daha kolay olur.
Peki, Erdoğan bu öneriyi neden reddetti?
Sanırım Erdoğan’ın en büyük nedeni ABD’ye güvenmemesi. Bu konuda Erdoğan’ı gaza getiren Acem aklının ve bu aklı yaratan bir ekibin katıkları yadsınamaz.
Ayrıca Erdoğan “PKK’yı bitirmek için geliştirilen bir Türk planına” ikna edilmiş görünüyor. Zira ABD büyükelçisi de Erdoğan’ın “biz hukukun içinde kalarak kendi yöntemlerimizle çözeceğiz” mealinde bir gerekçe sunduğunu açıklamıştı. O hâlde tartışılması gereken soru şu “Türk planı nedir?”
Anlaşılıyor ki Erdoğan MİT’in kurguladığı bir plandan söz ediyor. Basına yansıyan bilgilerden MİT’in planının ne olduğunu tahmin edebiliyoruz.
MİT içinde bir kanat, PKK’nın Türkiyeli liderleri, Murat Karayılan, Abdullah Öcalan, Sabri Ok üzerinden sorunu barışçı yöntemlerden çözebileceğini pompalıyor. Erdoğan’ı da buna ikna etmişler.
Hatta bu kanat PKK liderlerin imajına zarar gelmesin diye zaman zaman MİT’e yakın gazete(ci)lere bilgiler sızdırarak “Murat Karayılan, Öcalan, Sabri Ok, barışçı ama diğerleri barış istemiyor” imajı yaratmaya çalışıyor.
MİT’in bu kanadının medya üzerinden sürdürdüğü psikolojik harekât programına bakarsanız sanki Murat Karayılan bir terör örgütü lideri değil, Sivil Toplum Örgütü lideri...
Avni Özgürel “Ankara’nın Murat Karayılan’a ‘doktora ihtiyacınız varsa doktor gönderelim’ dediğini” de yazmıştı. Daha sonra da Murat Karayılan üzerinden verilen mesajlarda Karayılan’ın hep korunup kollanmaya çalışıldığı görülüyor.
MİT, Karayılan’ı ve kendine yakın diğer PKK liderlerini, koruyup kollarken PKK’nın Suriyeli liderlerini elimine etmeyi planladı. Ancak bunu beceremedi. Hatta bu plan yüzünden MİT’in yönlendirmesiyle Fehman Hüseyin’i öldürmeye giden Türk uçakları Uludere’de 34 masum köylüyü bombaladı.
Anlaşılan o ki, MİT Uludere olayındaki başarısızlığın sorumluluğunu Amerikalı yetkililere yüklüyor. Ya da kendi başarısızlıklarını gizlemek için Erdoğan’ı bu şekilde ikna ettiler. Bu nedenle de Uludere olayının üstü kapatılıyor. Erdoğan’da bu konuda Amerikalılara güvenmiyor. Nitekim Erdoğan’ın Wall Street Journal gazetesinde çıkan habere verdiği tepkilerin diline bakılınca böylesi bir arka plan üzerinden konuştuğunu sezebiliyoruz.
İşte bu arka plan çerçevesinde Erdoğan Amerikalıların bin Ladin önerisini reddetmiş görünüyor.
Bana göre, Erdoğan’ın güvendiği planlar ise bir plandan ziyade Erdoğan’a ve Türkiye’ye karşı kurulmuş bir tuzak. Bunu en son Öcalan’ın kardeşiyle yaptığı görüşmenin satır aralarında görüyoruz. Dikkat edin Öcalan kardeşlerin görüşmesinden sonra Kürt sokağı karıştı. Zira Öcalan İmralı’dan karıştırın diye emir gönderdi. Öcalan’ın bu açık mesajına rağmen Öcalan’ın barış adamı diye sunanlar kimse bu tuzağı kuranlar da onlar.
Hatırlayın, Öcalan’ın Kürtler ayağa kalksın diye mesaj gönderdiğini önceki yazımda yazmıştım.
Bundan sonra plan şu şekilde çalışacak:
1) Kürt sokağı hareketlendirilecek,
2) PKK militan sayısını arttırıp kışın da savaşa devam edecek. Özellikle şehir merkezlerinde bombalar patlayacak.
3) İmralı ile yapılan her görüşmeden sonra kaos büyüyecek, Öcalan büyütülüp Erdoğan ona mecbur edilecek.
Bugün şuna ikna oldum: Erdoğan’ın en yakın çevreleri Acemcilerin etkin katkılarıyla hazırlanan “Türk planı” ile hızla PKK’yı büyütüyor. PKK 2009’da başlatılan açılım sürecinden büyüyerek çıktıysa bu PKK’nın başarısı değil o Acem aklının sonucudur. Murat Karayılan İran’a teslim edilip İran’ın PJAK sorunu çözüldü Türkiye’nin PKK sorunu derinleştirildiyse bu o Acem aklı sayesindedir. En son İmralı ziyaretinden bile Öcalan bir kez daha büyüyerek çıkmıştır.
Erdoğan bin Ladin modelini reddederken “Türk planı” deyip güvendiği planın sonucu şuraya gidiyor: Erdoğan’a Öcalan’ın karşısında diz çöktürüp yardım diletecekler. Ölüm oruçlarıyla Adalet Bakanı bu konuma düşmüştür. Yakında Erdoğan’a da Öcalan’ın karşısında diz çöktürecekler.
Zaten Öcalan kardeşiyle görüşmesinde “MİT’e güveniyorum ama Erdoğan’a değil. Erdoğan’dan hesap soracağım” deme cüretini göstermiştir.
Sanırım bu tuzağı ilk Yalçın Akdoğan gördü ve dünkü yazısında uzun süredir barış getirebileceğini iddia ettiği Öcalan’a yönelik ağır ifadeler kullandı. Öcalan’a “önderlik soytarısı” dedi.
Önümüzdeki günler ilginç gelişmelere gebe. Erdoğan sırlarıyla siyasi geleceği arasında bir tercih yapmak zorunda kalabilir. Kasım sonuna kadar ne olacağı belli olur...
Emre USLU / TARAF
Via: internetajans.com
Short link: Copy - http://whoel.se/~xeFr9$1pp