Aktivist Femen grubu geçtiğimiz kasım ayında İspanya Meclisi’ni karıştırmıştı. Grup üyeleri, 2010 yılından bu yana İspanya’da yürürlükte olan kürtaj konusundaki yasada yapılması düşünülen değişikliği protesto etti. Adalet Bakanı Alberto Ruiz Gallardon bu kanunda daha kısıtlayıcı adımlar atılacağını belirtti.

Yılda 120,000 kürtajın yapıldığı İspanya bu konuda Avrupa’nın zirvesinde bulunuyor. Ülke medyasına göre tartışmalı reform önerisi halkın çoğunluğu tarafından olumlu karşılanmadı. 200 farklı sivil toplum kurumunu bünyesinde barındıran ‘Karar Almak Bizi Özgürleştirir’ adlı platforma göre bu reform, kürtaj yaptırmayı düşünen kadınların çoğunluğunu yasal güvenceden mahrum bırakıyor.

Isabel Serrano, ‘Karar Almak Bizi Özgürleştirir’ kurumu sözcüsü:
“Yürürlükteki yasayla birlikte ülkede bu konudaki problemler azaldı. Kürtaj güvenli ve sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor. Çünkü devlet bu uygulamayı finanse ediyor. Ayrıca kürtaj vakalarında ciddi bir artış da olmadı. Bize göre yolunda giden birşey varsa, ki mevcut yasa çok iyi işliyor, bunu değiştirmenin hiçbir tıbbi, sosyal veya mantıksal açıklaması olamaz.”

Şu anki yasa kürtaja, hamileliğin ilk 14 haftasında şartsız, 14 ile 22 hafta arasında ise belirli koşullar altında izin veriyor. Kürtajların çoğunluğu özel kliniklerde yapılıyor ve masraflar sağlık sigortası tarafından karşılanıyor. İlgili yasada önerilen reforma göre ilk 14 haftalık dönemde bile belli istisnalar dışında kürtaj yapılamayacak.

Diego Fernadez Alvarez, Dator Kliniği müdürü:
“Yıllarsonra ilk kez kadınlar bu konudaki hürriyetini kaybedecek. Duyguları yok sayılacak ve bir doktorun, bir hakimin insafına bırakılacak. Yani kadının iradesi tamamen ortadan kaldırılıyor. Bu da 2 önemli sosyal gelişmeye sebep olacaktır. Maddi imkanı olan kadınlar yurt dışına giderek yasal ve tıbbi garantinin olduğu bir ortamda kürtaj yaptıracak. İmkanı olmayanlar ise güvence olmaksızın kaçak yollardan bunu yaptıracak.”

Ziyaret ettiğimiz El Bosque Kliniği’nde 15 yaşındaki genç bir kız, annesiyle birlikte bizle konuşmayı kabul ediyor. Kürtaj yaptırmak isteyen 16 yaşından küçük kızlar ebeveynlerinin rızasını almak zorunda. Genç kız hiçkimsenin kendisini kararından döndüremeyeceğini anlatıyor: “Kararım son derece kesin. Çünkü çocuk sahibi olmak için çok küçüğüm. Kolay bişey değil ama üstesinden geleceğime eminim.” Annesi ise, “Kızımın kürtaj yaptırmasını görmek benim için zor. Fakat o, henüz çocuk sahibi olacak yaşta değil. Bunu istediğini de sanmıyorum. Kararını destekliyorum ve her zaman yanında olacağım.” diyerek kızının kararlarının arkasında olduğunu belirtiyor.

Kadınların bedenlerini kontrol etmede özgür olması düşüncesi bu çiftin gözünde kesinlikle kabul edilemez bir durum. ‘Aileler için Forum’ üyesi olan ailenin 7 çocuğu var.

Luis Gutierrez de Cabiedes, Avukat:
“Kaybettiğimiz bebeğimizin ekografisi burada. Öldüğünde daha iki buçuk aylıktı. Cinsiyetini henüz bilmiyorduk. Diğer çocuklarımıza bu bebeğin onların küçük kardeşi olduğunu ve şu an Cennet’te, Yaratıcının yanında olduğunu söylüyoruz. Bu fotoğrafı diğer çocuklarımızın resminin yanında saklıyoruz. Kürtajla birlikte medeniyetimizin temellerini ve değerlerimizi yok etmiş oluyoruz. Yapılan en büyük hatalardan biri bu bence.”

Luis’e ve eşine göre ekonomik, sağlık veya psikolojik sebepler kürtajı meşru gösteremez. Hatta reform tasarısının bile yeterli olmayacağını düşünüyorlar.

Esperanza Gonzalvo, Avukat:
“Bence kürtaj İspanya’da tamamen yasaklanmalı. Kadına elbette her durumda yardımcı olunmalı, özellikle de hamile olduğunda… Çünkü karnında bir insan taşıyor. Çocuğu gerçekten istemiyorsa doğumdan sonra evlatlık verebilir. Bebeğin hayatına son vermeye hakkı yok.”

Yaşam hakkı konulu kampanyanın genel merkezinde kürtaja karşı sıfır tolerans var. Kampanyanın önderine göre hükümet, evlat edinme planını devreye sokmalı ve sosyal dışlanmaya maruz kalan hamile kadınlara destek olmalı.

Gádor Joya Verde, Koordinatör / Yaşam Hakkı:
“Bizce bir çocuğun yaşama hakkını elinden almak sosyal bir problem ve büyük adaletsizlik. İspanya’da kürtajı finanse etmek için 40 ila 50 milyon Euro harcıyoruz. Fakat hamile kadınların sorunları için ayrılan para sıfır.”

Conrado Giménez Agrela, Başkan / Madrina Vakfı:
“Kriz zamanında ilk kesintiye gidilen konulardan biri annelere yardım oluyor. Bugünlerde ise küresel bir kriz yaşıyoruz. Bence gelecek, annelere ve gençlere destekten başlar. Konut edinme, iş imkanı sağlama ve eğitim gibi alanlarda onlara yardımcı olmalıyız.”

Vakfın faaliyetlerine katılan genç annelerin hepsinin en az 1 çocuğu var ve burada, üniversiteye gitme ümidiyle eğitim alıyorlar. Çoğunluğu yaşadıkları yoksulluğun kürtaj için kesinlikle geçerli bir sebep olamayacağını düşünüyor.

Cristina:
“İlk zamanlar hep şunu diyordum. Genç yaşta hamile kalırsam kesinlikle kürtaj yaptırırım. Çünkü herşeyin bir zamanı var ve o zaman gelmeden eğitim gibi birçok şeyi yapabilmeliyim. Fakat öyle olmadı. Hamile kaldıktan sonra içimde yaşayan bir can hissediyordum ve onu aldıramadım. Kürtaj bence sadece çocuk problemliyse kabul edilebilir.”

Avrupa ülkelerinde farklı uygulamalar bulunuyor. Öte yandan Avrupa Parlamentosu kürtajı temel bir hak olarak kabul eden raporu oylamayı reddetti.

Via: tr.euronews.com

Short link: Copy - http://whoel.se/~K0mJY$4Rd