Mahmut Gürer
Protest kadın grubu Femen, sarı lacivert renkleri ve turistleriyle bilinen Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Sergiy Korsunskyi, 4 yıldır görev yaptığı Ankara'da Türkiye hayranı olup çıkmış...
Korsunskyi, Türk çayı ve ramazan pidesini 'vazgeçilmezleri' olarak tanımlarken, Fenerbahçelilik konusunda değme taraftarlara taş çıkartıyor.
Ofİsİnde Ukrayna'nın en önemli iktidar sembollerinden biri olan 'topuzu' gözünün önünden ayırmayan Korsunkyi'nin, AKŞAM'ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
- Türkiye'ye ilk kez göreviniz doğrultusunda mı geldiniz?
Türkİye'ye çok defa geldim. Ama resmi görevli olarak ilk kez 1999'da geldim. O zaman Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye ilk ziyareti gerçekleştirildi. Daha sonra özellikle 2006-2007 yılları arasında çeşitli temaslar kapsamında hem Ankara hem de İstanbul'u ziyaret etme fırsatı buldum. 2008'de de büyükelçi atandım.
- İlk geldiğiniz zamanla şimdiki Türkiye arasında çok fark var mı?
1999 yılının Türkiyesi ile 2008 yılının Türkiye arasında çok ciddi farklar olduğunu düşünüyorum. En çok dikkatimi çeken şeylerden biri para olmuştu tabii ki... '1 milyon lira' benim için büyük sürprizdi. Çünkü alışverişlerimizde çok fazla sıfırı olan paralar vermemiz gerekiyordu. Türkiye'ye atandığımda bambaşka bir ülkeyle karşılaştım. Özellikle Ankara'nın çok fazla değiştiğini gördüm. Şehir çok daha konforlu ve güzel hale gelmiş.
- Sizi en çok ne şaşırttı?
Güzel yolların, yeni yaşam merkezlerinin, şehirleşmenin ne kadar hızlı gerçekleştiğini gördüm ve şaşırdım. Ama artık şaşırmıyorum çünkü benim burada bulunduğum süre içinde bile, şehrin yarısı yeniden kuruldu.
FAVORİM SAMSUN
- Türkiye'de gezme fırsatınız oldu mu? Eğer gezdiyseniz, en beğendiğiniz yer neresi?
Gezme fırsatım oldu. Fakat Türkiye'de bir tek güzel yeri belirlemek çok zor. Samsun, Trabzon, Çorum, Konya, Antalya, Muğla, İzmir, Mardin ve birçok kenti gezdim. Kapadokya'nın gerçekten fantastik bir yer olduğunu söyleyebilirim. Tabii diğer tarihi bölgeler de öyle... Ama bunlar turistik yerler. Eğer şehir anlamında düşünürsek bugünkü Türkiye'yi temsil eden sanırım en favori yerim Samsun olur.. Çok güzel bir kent. Ankara'ya yakın yerlerden Beypazarı ile Eskişehir çok güzel. Yakın vadede Gaziantep'e gitmek istiyorum.
- Oldukça gezme fırsatı bulmuşsunuz. Bu yoğunlukta nasıl zaman buluyorsunuz?
Bu işimizin güzel tarafı. Çünkü gezileri sadece zevk için yapmıyorum. Türkiye kadar güçlü ve köklü tarihi olan ülkeyi anlamak için İstanbul ve Ankara'da olmak yetmiyor. Başka şehirleri de mutlaka görmek lazım. Gittiğim her yerde, hem tarihi anıtları buluyorum hem de iş potansiyelini araştırıyorum. Mesela bu kadar ilginç olacağını beklemediğim bir şehir Trabzon'du. Sümela Manastırı muazzam bir yapı. Ayrıca Karadeniz'de olağanüstü Türk çayı ve fındığın nasıl yetiştirildiğini gördüm.
- Türk çayı güzel mi?
Siz alıştığınız için farkında değilsiniz ama müthiş bir lezzet. Biz Ukrayna'da siyah çay içemiyoruz; çünkü çok sert. Buraya gelen heyetler Türk çayını tadınca çok şaşırıyor. Örneğin son gelen Ukrayna heyeti havaalanından 300 dolarlık çay aldı.
- Diğer meşhur içeceklerimiz kahve ve rakıyla aranız nasıl?
BunlarI da çok beğeniyorum. Rakıyı ilk kez 1992'de İzmir'de tatma fırsatı bulmuştum. Ben o zaman bilimsel araştırmacı olarak çalışıyordum ve bir gemi ile İzmir'e demirledik. Burada, biliyorsunuz Deniz ve Okyanus Enstitüsü var. Onların davetiyle İzmir'de üç gün kaldık. Çok ilginç deneyimlerim oldu. Örneğin Efes birasını ilk kez tattım ve çok beğendim. Çok sayıda ve çeşitte zeytin gördüm Türkiye'de. O zaman Ukrayna'da çok fazla zeytin çeşidi yoktu. Gemiyle seyahat yapan herkes en az üçer kilo zeytin aldı. Rakı içtiğimiz zaman bilimsel bir seminerdeydik ve seminerin ne kadar 'güzel ve verimli' geçtiğini herhalde anlayabilirsiniz. Türk kahvesini de ilk kez bu ziyarette tattım. İki gün uyuyamadık. Yine de çok lezzetli olduğunu söylemek mümkün.
- Favori Türk yemeğiniz?
En sevdiğim yiyecek ramazan pidesi.. Neden her zaman yapmıyorlar merak ediyorum... Aslına bakarsanız bunu sevmemin bir nedeni de, Ukrayna ekmeğine en çok benzeyen yiyecek olması.
ARACIN BAYRAĞINA BİLE SEVGİ
- İş dışındaki zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
EN büyük hobim futbol. Çocukluğumdan beri futbol oynuyorum. Bunun için Ankara'da da vakit bulmaya çalışıyorum. ABD'de yaşadığım beş yıl içinde hiç futbol oynayamadım çünkü orada bizim bildiğimiz futbolu kadınlar oynuyor. Dolayısıyla futbolun gerçek erkekler tarafından oynandığı bir ülkeye gelmekten çok memnunum.
- Türkiye'de desteklediğiniz bir takım var mı?
ATANDIĞIM yıl Dinamo Kyiv ile Fenerbahçe oynuyordu. Maçı izlemek için İstanbul'a geldim. Fenerbahçe taraflarlarını görünce çok şaşırdım ve etkilendim. Onlara elektrik jenaratörü bağlasak bir ay boyunca İstanbul'u aydınlatabilirsiniz. O kadar enerji doluydular ki... Kadıköy'de her tarafta da sarı lacivert bayraklar vardı. Malum Ukrayna ile Fenerbahçe'nin renkleri aynı... Bir Ukraynalı olarak Fenerbahçe'yi desteklemekten başka çarem yok. İstanbul'da büyükelçiliğin aracına bayrak takıyoruz. Fenerbahçeliler sevgi gösteriyor.
FEMEN BAZEN ABARTIYOR AMA...
- Ukrayna'dan Türkiye'ye yılda ne kadar turist geliyor?
Yıllık bazlı baktığımızda, Ukraynalı turist sayısı 650-700 bin civarında. Türkiye'den Ukrayna'ya giden kişi sayısı da 40 - 50 bin arası. 1 Ağustos itibarıyla vizeler kalktı. Bundan sonraki süreçte özellikle Türkiye'den Ukrayna'ya gidenlerin sayısının ikiye katlanacağını umuyorum. Bir de Türk Havayolları'na değinmeden edemeyeceğim. Şu anda iki ülke arasında haftada 72 sefer yapılıyor. THY bunu ikiye katlamak istiyor. İstanbul'dan Ukrayna'nın 6 şehrine direkt uçuşu var.
- Peki Türkiye'de ne kadar yerleşik Ukraynalı var?
Türkiye'de yaşayan Ukraynalıların çoğu Türk yurttaşlarıyla evlenen kadınlarımız. Net bir sayımız yok ama yaklaşık 15 bin kişi olduğunu düşünüyoruz. Çoğu Antalya ve İstanbul'da. Hatta Antalya'da Ukraynalı kadınların kurduğu Ukrayna Ailesi adlı bir sivil toplum örgütü bile var. Bu yıl bağımsızlık günü nedeniyle festival yaptılar.
- Sormamak olmaz. Femen'i nasıl değerlendiriyorsunuz?
Devletimizle ilgisi yok. Şahsi görüşüme göre de çoğu zaman biraz abartıyor. Fakat bir başka yönden de kadınların haklarını koruma zorunluluğu var. Gelişmiş ülkelere bakarsanız, kadınlar parlamentolarda, iş yaşamında ve hükümette çok önemli roller alıyor. Bence bütün ülkelerde kadınların eğitime, işe, siyasete ulaşımı konusunda eşitliğin sağlanması lazım. Femen kadınlara haksızlık gördüğü zaman harekete geçiyor. Bu hareketin Ukrayna'da doğmasının açıklaması var. Kadınlarımız toplumumuzda hep çok önemli yerde ve güçlü karakterleri var. Dolayısıyla haklarını her zaman bir şekilde savunuyorlar.
Via: haberkip.com
Short link: Copy - http://whoel.se/~BpW5L$5UY